Çözüm Yolu Bulmak

Çoğumuzun hayatında öyle zayıf anları vardır ki, çok çalışmamıza ve elimizden gelenin en iyisini yapmamıza rağmen, evrenin bir şekilde bize karşı pozitif olmayıp ve ilerlememizi bizim için çok zorlaştırdığını hissederiz.

İlişkilerimizde, iş hayatımızda, sağlık problemlerimizde veya hayatımızdaki hemen hemen her şeyde. Ve işler zorlaştığında, genelde ya bir şeyleri erteliyoruz ya da sorunlardan kaçmak için yollar arıyoruz.
En son ne zaman arkadaşlarınızla, ailenizle veya bir komşunuzla olan ilişkilerinizi düzeltmeye çalıştığınızı hatırlayın ya da daha zinde ve sağlıklı olmak adına giriştiğiniz diyet ve de spor faaliyetlerinizi göz önüne getirin.

Küçük bir çabadan sonra sonuçları göremediğimiz zaman, ona hiç dikkat etmediğimizde veya bu konuda koşulları ya da insanları suçlamadığımızda ondan uzaklaşabileceğimizi umarak sorunu görmeme eğilimindeyiz.

Bu bizi geçici olarak rahatlatıyor, çünkü artık suç bizim kontrolümüz dışında olan bir şeye yükleniyor ve bu tam olarak bize bir rahatlama hissi veriyor. Öyleyse neden sorundan veya sorunlardan kaçmak daha kolay bir çözüm gibi görünüyor?

Problemden kaçmak size geçici bir rahatlık hissi verir ve içine girmiş olabileceğiniz tehlikeden kurtulduğunuz hissine kapılırsınız, suç başka bir şeye veya başka birine kayar ve her şeyin daha iyi olacağına dair genel bir iyimserlik duygusu ve çok daha fazlası…

Öncelikle şunu anlamalısınız; “Sorunlarınızdan kaçmak asla kazanamayacağınız bir yarıştır.“ Çünkü ne kadar uzun zaman geçmiş olursa olsun ve ne kadar uzağında olursa olsun bir gün onlarla baş etmek zorunda kalacaksın veyahut onları düzeltmek zorunda kalacaksın.

Kaçmak, kontrol etmek, bastırmak ya da başka herhangi bir direnişten ziyade ihtiyaç duyulan şey korkuyu anlamaktır; bu onu izlemek, onun hakkında bilgi edinmek, onunla doğrudan temasa geçmek anlamına gelir. Neyle uğraştığımızı tecrübe edersek, ondan kaçmamıza gerek kalmayacaktır.
Bunun içindir ki hayatımıza girmiş olan hiç kimseyi suçlayamayız.

İyi insanlar bizlere mutluluk, kötü insanlar deneyim, en kötü insanların ders verdiği gibi, en iyi insanlar da bizlere en iyi anıları yaşatmış olurlar.
Sorunlarınızdan kaçtığınızda, onlarla tekrar yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz ve bu olduğunda, üstesinden gelmek iki kat daha zor olacaktır. Üstelik koşmayı bitirdiğinizde, sizi seven insanlardan binlerce kilometre uzakta olacaksınız ve size yardım edecek kimsenin olmaması dışında sorununuz hala orada olacaktır.
Problemlerinden kaçamayacağını bildiğinde, bir süre onunla savaşmalısın, yoksa yok olmak arasında debelenir durursun.

Kaçamadığımız ve sebat ettiğimiz her soruna karşı zor da olsa galip gelebiliriz. Savaşmaya devam edin ve asla pes etmeyin. Bu yüzden, kim olduğunuza, problemlerinizin ve korkularınızın ne olduğuna bakılmaksızın, dışarıya bakmak yerine içinize bakmaya ve problemlerinizle nasıl savaşabileceğinizi belirlemeye başlayın.

Başınız belaya girdiğinde etrafınızda, olup bitenlere gömülüp kalmayın. İçinizde olup bitenlere dikkat edin. Noktaları yalnızca geriye baktığınızda birleştirebilirsiniz. Kendini yansıtma süreci çok alçak gönüllü bir süreçtir, varlığından hiç haberdar olmadığınız yeni bir kendinizi açabilir, alınan kararları ve mevcut seçenekleri tekrar gözden geçirebilirsiniz.

Tüm sorunlarınız için başka bir şeyi veya başka birini suçlamaya devam ederseniz, sorunların neden başınıza geldiğini asla öğrenemezsiniz. Ve bunu tekrar tekrar yapmaya devam ettiğinizde, bir gün kendinizden başka suçlayacak kimsenin olmadığını fark edebilirsiniz. Bu yüzden suçlayacak başka birini aramayı bırakın ve sorunları çözmeye başlayın.

Başarı ipucu bıraktığı kadar, sorunlar da ipucu bırakır.
Modeli tanımlamak için zihninizi ve ruhunuzu aktif tutmanız yeterlidir. Onları anladığınızda çıkış yolunu bulabileceksiniz.

Sorunlar asla dur işaretleri değildir. Sadece daha iyiye giden kılavuzlardır. Bu yüzden onları anlamak ve çözmek için zaman harcayın. Başınız belaya girdiğinde, sizi problemlerinizin değil, hayallerinizin yönlendirdiğinden emin olun.

Bir cevap yazın