Dozajında Kaygı

Herkes nasıl daha az endişeleneceğini bulmaya can atıyor, ancak ne yazık ki çaresini üretemediğimiz zaman, bunun bizi fark etmediğiniz şekillerde çöküntüye, karamsarlık derecesinde kaygıya sürüklediği aşikar. Fakat, ölçülü ve sorunları çözüm odaklı kaygının da faydaları olduğunu, bilim insanları tespit etmişler. Bu, aşırı endişelenmenin dostumuz olduğu anlamına gelmez, ancak doğru miktarda endişe panzehir görevi yapar. Nasıl ki doğru ölçülerde zehir panzehir olabiliyorsa…

Kaliforniya Üniversitesi hocalarından Pisikolog Kate Sweeny, “Olumsuz itibarına rağmen, tüm kaygı-endişeler yıkıcı ve hatta boşuna değildir” diyor ve ekliyor “Motivasyonel faydaları var ve duygusal bir tampon görevi de görüyor.”

Bu psikologların endişe etmenin faydalarını ilk bulmaları değil. Kişilik ve Bireysel Farklılıklar üzerine 2005’te yapılan bir araştırma, yüksek vasıflı endişelilerin işlerinde daha iyi performans gösterdiğini bulmuştur. Çünkü, “kaygı, motive edilmiş bilişin önemli bir bileşenidir; dikkat, öz disiplin ve genel tehdit beklentisi gerektiren durumlarda verimli işleyiş için gereklidir.”

Başka bir deyişle, endişeli biri değilmişsiniz gibi davranmak yerine, endişenizi yapıcı eyleme nasıl yönlendireceğinizi öğrenin.
Kötü şeylerin olmasını önlemek için daha fazla motive olursunuz.
Aşırı kaygılanmak motivasyonu etkileyebilir, ancak doğru miktarda kaygı ise motive edebilir, bununla beraber kaygılandığınız alanlarınıza bir çözümle ulaşabilirsiniz böylelikle.

Üniversiteden sonra iş bulamama kaygısı, nasıl hareket etmenizi öğrenmek için bir kariyer danışmanıyla görüşmeniz için sizi motive edebilir. Bir terfi hakkında endişelenmek, işte mükemmelleşmen için sana ilham verebilir. Ve bir hata yapmaktan ötürü kaygılanmak, kredi kartı faturanızı zamanında ödediğinizden ve kara günler için yeterince para ayırdığınızdan emin olmak için bir kez daha kontrol etmenize neden olabilir.

Böylelikle kıvamında olan kaygı dürtüsü bizleri her zaman yedek bir plan oluşturmamıza sevk eder.
Kaygılanan kişilerin, işlerin nasıl ters gidebileceğini düşünme olasılığı daha yüksektir, bu da her zaman en kötü senaryoya hazırlıklı oldukları anlamına gelir.
Yazar Gregg Steinberg, ‘iş performansını iyileştirme üzerine’ adlı kitabında şöyle yazmış; “Çözüme odaklı kaygılanma, ters gidebilecek her şey ve bunları nasıl düzelteceğiniz konusunda endişe duymanız durumunda, bir çıkış planı oluşturmanıza olanak tanır.”

Mali durumunuz ve sağlığınız söz konusu olduğunda, her zaman bir B planına sahip olmak, işinizin ters gitmesi veya çalışmanızı etkileyebilecek bir sağlık sorunuyla karşı karşıya kalmanız durumunda geleceğinizi şekillendirme planınız elinizde mevcut olmuş olur.
Elbette sizi dibe çeken kaygı berbat bir şey. Hoş olmayan bir his ve bu tatsızlığı ortadan kaldırmak, işleri halletmeyi çok iyi hissettiren şeylerden biri.

Kate Sweeny, “İnsanların gelecekteki bir sonuçla ilgili endişe duyguları yeterince yoğun ve kaygılıysa, bu kaygı onları bir çözüme götürecektir. Soruna çözüm bulduklarında, deneyimledikleri sonuca karşı duygusal tepkileri karşılaştırıldığında sonuç daha zevkli görünecektir” diyor.

İnsan motivasyonunun dörtte üçünün ödül arayışına atfedilebileceği göz önüne alındığında, kaygılandığınız bir alanda bulduğunuz başarılı bir çözüm en güzel ödül olur ve bu sizi daha da motive etmiş olur.

Bir cevap yazın