Mao Dun edebiyat ödülü sahibi Zhou Daxin “Ömür Sermayesi” adli kitabında şöyle yazıyor: “Birçok yaşlı, her şeyi biliyormuş gibi konuşur, ama yaşlılıkta nasıl bir yol çizecekleri hakkında çocuklar kadar cahildirler. Bu yüzden, yaşlanma konusunda karşılaşacakları durumlar ve önlerinde uzanan yol konusunda tamamen hazırlıksızdırlar.”
Altmış yaşına giren bir insanın yaşlanmaya başlamasıyla, ışık misali olan gençliğin sönüp havanın kararması gibi elden ayaktan düşünceye kadar geçecek sürede, olacaklara hazırlıklı olabilmemiz için bizi bekleyen bazı durumlara panik yapmadan hazırlanmamız gerek. Bunlar; Hayatımızda bulunanlar sayıca azalmaya devam edecek. Ebeveynlerimiz, atalarımız ve onların neslindeki insanların çoğu büyük ölçüde dünyalarını değiştirecekler. Giderek yalnızlaştığımız bu hayatımızda genç nesillerin hepsi kendi hayatlarıyla meşgul olacaklar. Yalnızlığımız katlanacak. Karımız veya kocamız bile bizden veya beklediğimizden daha erken dünya değiştirebilir ve işte o zaman manevi olarak kanadımız kırılmış olacak. Bu yüzden yalnız yaşamayı, yalnızlığın tadını çıkarmayı ve kucaklamayı öğrenmeniz gerekecek.
Toplum önem sırası itibariyle bizi daha az önemser olacak. Bu yüzden homurdanmamayı öğrenmemiz gerek.
Önümüzde kalan yıllarımız daha bir hassas olacak. Kırıklar, kardiyovasküler tıkanıklıklar, beyin atrofisi, kanser… Bunların hepsi bizi her an ziyaret edebilecek olası misafirler ve onlar bizim tercihlerimiz değil realite. Hastalık ve rahatsızlıklarla yaşamak, hatta onları arkadaş olarak görmek zorunda olacağız. Bu yüzden olumlu düşünce tarzını geliştirerek bu durumla barışık bir hayat ve uygun, yeterli egzersiz yapmayı görev addedip sürekli olarak devam etmek için kendimizi teşvik etmeliyiz.
Annelerimiz bizi bu dünyaya bir yatakta getirdiler. Virajlarla dolu bir yolculuktan ve mücadele dolu bir hayattan sonra başlangıç noktamıza – yatağa – ve başkaları tarafından bakılma durumuna geri dönüyoruz. İşte en acı tarafı bu olacak yaşlılığın. O günlerin rahat geçmesi için imkanımız varken ekonomik olarak yatırım yapmalı. Yaşlı kurt misali kuzuya maskara olmamak adına.
Bu dünyaya göz kapatmadan önce yaşam yolculuğunun son bölümleri yavaş yavaş kararacak ve sönecek; doğal olarak, ileriye doğru adım attığımız yolu görmek ve ilerlemek daha zor olacak. Altmış yaşımıza geldiğimizde, hayatı olduğu gibi görmek, sahip olduklarımıza değer vermek, gücümüz yettiğince hayattan zevk almak ve toplumun dertlerini ya da çocuklarımızın ve torunlarımızın işlerini üstlenmemek hepimize iyi gelecek.
Alçakgönüllü olun, kendi yaşınızdan dolayı üstün davranmayın ve başkalarını küçümsemeyin, bu başkalarına olduğu kadar kendinize de zarar verir. Yaşlandıkça, saygının ne olduğunu ve ne için önemli olduğunu daha iyi anlayabilmeliyiz. Hayatınızın bu sonraki günlerinde, takıntılarınızı bırakmanın, kendinizi zihinsel olarak hazırlamanın ne anlama geldiğini anlamalısınız. Doğanın yolu, hayatın yoludur; akışına göre hareket et ve sükûnetle yaşa.
Çok güzel bir yazı. Yüreğinize sağlık. Çarpıcı ve tamamiyle doğru. Gerçeklerimizi somut bir şekilde dile getirilme düşüncesi.